Bu haftanın kelimeleriyle yazmaya korktum açıkçası,Sevgili Deeptone öyle bir yazı yazmış ve öyle bir cümleyle bitirmiş ki.Bir saat kafamın içinde döndürüp dolaştırdım son cümlesini,bu kadar tasvir yeteneği mi olurmuş dedim,olan var olmayan var :)
Ancak uzun zamandır şiir yazmadığım,belki de yazamadığım kısır bir dönemde olduğumdan,kendimi bir denemek istedim.
Geçen haftanın kelimelerini kullandım henüz çok geç kalmış sayılmam diyerekten içimden.Hemde ilk katılım jokeri olarak düşündüm bunu :)
Çocuk/Kelebek/Güneş/Deniz/Kelebek
Ve ilk defa belirlenmiş kelimelerle yazıyorum,içine hem bu kelimeleri hemde duygumu koymak biraz düşündürdü,ve bu ilk düşünerek şiir yazışım oldu.
Kaldırımlarında güneşten kavruk çocuklar oynardı şehrin.
Şen sesleri duvarlarında çınlardı eski evlerin,
Onların bu neşesini kıskanan yalnız ihtiyar,pencereden plastik tasla su atardı üstlerine,gidin başka bir yerde oynayın diye homurdanarak.
Ardından pencereyi kapatıp camın önündeki divana otururdu somurtarak.
Çocuklarsa gülerek kaçışıp,devam ederlerdi oynamaya kaldıkları yerden.
Kediler kıvrılırdı eski evlerin merdivenlerine gölgede..
Bir sokak satıcısı belirirdi köşeden, sesi uzaktan gelen kanunun sesine,çocuk seslerine karışır..
Ayak üstü durup yoluna devam ederdi.
Akşam üzerleri sokak durulur,insan şimdi bir kendini dinlerdi.
İşte tam bu saatlerde gelirdin aklıma sen.
Aklım derya,fikrim deniz boğulurdum bu saatlerde ben.
Balık aklı...
Kelebek ömrü kadar sevsem derdim seni keşke.
Bir gitsen ne var,terki diyar etsen düşüncemden, bir gitsen...
Sen sağ...
Ben selamet.
Oysa kalp ömürlük.
Sana emanet.
Biriktiryorum/
Bu kelimelerle güzel bir şiir olmuş. Kaleminize sağlık. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)
Sil